Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir
2 Aralık 2018 Pazar
Erken Ergenlik ve Makyaj
MODERN HAYATIN YENİ SORUNU;
ERKEN ERGENLİK VE MAKYAJ ARASINDAKİ İLİŞKİ
Son 10-15 yıldır gündemimize giren ve başlangıçta çok
önemsenmeyen ‘erken ergenlik’
şimdilerde modern çağın en büyük problemleri arasında yer
alıyor.
Birçok ailenin karşılaştığı ve dile getirmekten
utandığı erken ergenlik çok önemli bir sorun olarak
karşımızda duruyor. Bu soruna kız çocuklarda daha sık rastlanıyor. Bu durum başta kısa boylu kalma ve psikolojik problemler
olmak üzere bir yığın soruna neden oluyor.
Normalde ergenlik,
çocukluktan erişkinliğe adım atılan dönem olup, çocuğun fizyolojik, psikolojik
ve sosyal açıdan bir dizi değişimleri yaşadığı zamansal bir süreçtir. Hepsinden
önemlisi bu dönemin sonunda üreme yeteneği kazanılmış olur. Ergenlik yaşı
normalde kız çocuklarında 8-13, erkek çocuklarında ise 9-14 yaş arasıdır. Eğer
ergenliğe ait belirtiler kızlarda 8, erkeklerde ise 9 yaşından önce görülüyorsa
çocuk erken ergenliğe girmiş anlamına geliyor.
Altta yatan
ciddi bir problem de olabilir!
Erken ergenliğe giren çocuklar
akranlarından önce büyümeye başladıklarından kemiklerdeki büyüme noktaları da
daha önce kapanır, akranlarından daha kısa boylu olabilirler.
Normalden
erken dönemde yaşamak zorunda kaldıkları ergenlik ve erişkin görünüme ulaşmak
çocuğu psikolojik açıdan olumsuz etkileyebilir. Eğer altta yatan tıbbi bir
problem bulunuyorsa (beyin tümörleri gibi) ve tanı konulmakta geç kalınırsa
hayatı tehdit edebilir.
Erken ergenlik çocukları nasıl
etkiliyor?
• Ruhsal ve
beyin gelişimi açısından henüz çocuk ancak vücut yapısı olarak erişkin
görünümünde olan bu çocuklar kısa boylu kalabiliyor.
• Çocuklar
kimlik çatışması yaşıyor.
•
Arkadaşları, ailesi ve öğretmenleriyle iletişim problemi yaşayan çocuk okulda
başarısız oluyor.
• Agresif,
kendine güvensiz, değersizlik duygusuna sahip bu çocuklarda madde bağımlılığı,
intihar eğilimi görülebiliyor.
ERKEN ERGENLİĞİN NEDENLERİ NELERDİR
PEKİ?
Suçlu olarak hemen gıdalar
gösteriliyor ki bu doğrudur ama tek başına yapmıyor bunu. Onun da yardımcıları
hatta bu tablonun çok daha önemli ve gözden kaçan faktörleri var.
GDO’lu ve
hormon katkılı besinler erken ergenlik sebebi mi?
Dünyada son 10 yılda, ülkemizde de
son 5 yılda özellikle dikkati çeken oranda erken ergenlik problemine rastlanıyor.
Yapılan
araştırmalar aldığımız gıdalar içinde bulunan hormon ve katkı maddelerinin
çocuklarda bu duruma neden olduğunu gösteriyor.
Büyüme
hormonu eklenerek yetiştirilen meyveler (çilek vs) sebzeler (domates, brokoli
vs), yine hormon (özellikle östrojen) eklenerek hızlı büyütülen tavuklar ve
yumurtalar, etler ve sütler çocuklarda hormon uyarısına neden olabiliyor.
Normal şartlarda çocukluk döneminde bu hormon uyarı sistemi beyinde, ergenliğe
kadar sessiz bir bekleme sürecindeyken bu dış uyarıların artışı ile aktif hale
geliyor.
Aynı zamanda
katkı maddeleri kadar olmasa da iklim değişiklikleri ve fiziksel koşullar,
kullanılan plastik malzemeler, oyuncaklar içindeki hormon benzeri etki
oluşturan kimyasallar da erken ergenliği başlatabiliyor. Fast food tarzı ve
yapay endüstri ürünleri ile beslenme alışkanlıkları obeziteye neden olarak
vücut yağ oranını arttırmak koşuluyla erken ergenliğe neden olabiliyor.
Tedavisi
nasıl yapılıyor?
Tıbbi
değerlendirme ve tanı sonrasında bazı ilaçlar kullanılarak aktif olmuş sistem
baskılanıyor, erken ergenlik durduruluyor. Gerçek ergenlik yaşı beklenip zamanı
gelince bu ilaçlar kesilerek ergenliğin gelişmesine izin veriliyor.
Bu süreçte
çocuğun psikolojik problemleri için de mutlaka yardım alınmalı. Erken ergenlik
probleminde çözüm aile, psikolog ve hekimin de içinde bulunduğu multidisipliner
bir yaklaşımla mümkün olabiliyor.
Modern
hayatın getirdiği bu olumsuz etkileri önlemek şimdilik ancak bireysel çaba ile
mümkün. Beslenme alışkanlıklarını düzenlemek, kullanılan kozmetik amaçlı
kullanılan ürünlere dikkat etmek ve hepsinden önemlisi de erken ergenliğe ait
bir belirti varsa gözden kaçırmamak çok önemli.
Bu yüzden
ailelere büyük görev düşüyor.
Ben bugün sizlere olayın
nedenlerinden biri olacak önemli bir konuya dikkatinizi çekmeye çalışacağım.
Çünkü dikkat ediyorum da bu sorunun çıkışındaki en önemli nedenlerden biri
dikkatlerden kaçıyor. Yine bu sorunun nedeni olmadığını varsaysak bile bunun da
başlı başına bir sorun olduğunun bilinmesinde yarar var.
Mesela şampuan ve deterjanlar.
Şampuan, deterjan, yumuşatıcı,
parfüm, deodorant, oda spreyi, klozet koku giderici gibi koku oranı daha yüksel
olan temizlik ürünleri vücuda karışarak hormon benzeri bir etki ortaya
çıkarıyor. Bu tarz kokularla çok fazla temas eden çocukların diğerlerine göre
7-8 ay önce ergenliğe girdikleri bir araştırma sonucu olarak belirtiliyor.
Bu erken ergenlik ya da normal bir
yaşta ergenliğe girilmiş bile olsa makyaj konusunda çocuklara belki de yasal
düzenleme ile sınırlama getirmekte bana göre büyük fayda var.
Küçücük kız çocuklarına makyaj
setleri üretmek, daha neyin ne olduğunu algılayamadığı bir dönemde oyuncaklar
ile makyajı olağan hale getirip onu sektörün potansiyel müşterisi haline
getirmek hep algı ile yapılıyor.
Toplum artık ilkokula giden küçücük
kızların saçlarına rengârenk boyalar yaptırmasını, ruj gibi son derece karmaşık kimyasal profili
olan ürünleri kullanmasını olağan karşılıyor.
Şampuanımızda, sabunumuzu da, hatta
ve hatta tuvalet kâğıdımız da bile sentetik kokular dünyamızı kuşatıyor.
Sektör olağanüstü bir büyüme potansiyeline
sahip ve çocuklarımızı içine çekiyor.
O yüzden diyorum ki; çocuklarımızı
mutlaka ve mutlaka izlemeli, ne kadar doğal olursa olsun, sentetik her türlü
üründen uzak tutmalı ve 16 yaşından önce de onlara makyaj yapmanın
sakıncalarını anlatılmalı hatta yasaklanmalıdır.
Mutlaka ve mutlaka.
Yoksa bir türlü üreticisi
olamadığımız kozmetik sektörünün ilaç sektörüne pasladığı erken ergenliğe
girdirdiği, sorunlu nesiller çoktan yola çıktı geliyor.
Saygılarımla.
Nazan Apaydın demir
2.12.2018
Muğla
(Not; Bu
yazı tamamen kişisel düşünce paylaşımı olup tıbbi tavsiye niteliği taşımaz).
28 Kasım 2018 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)